İNTİHAR
Sabah erken saatler, yağmurlu bir hava, trafik yine oldukça yoğun. Adam,
taksiden Boğaziçi köprüsü üzerinde aniden iniyor. Korkuluklara doğru acele
birkaç adım attıktan sonra çevik bir hareketle korkulukların diğer tarafına
geçiyor. Olay yerine gelen polis ekipleri,
kısa zamanda güvenlik çemberi oluşturuyor. Adam bir eliyle korkuluğun
demirini tutarken, diğer eliyle de yanında getirdiği ekmek bıçağını, kendisine
yaklaşmaya çalışan polislere sallıyor. Ekipler amiri olan elli beş
yaşlarındaki, kır saçlı, uzun boylu polis, Adamı intihardan vazgeçmesi için
ikna etmeye çalışıyor. Köprü üzerindeki trafik her iki yönde de artık durma
noktasında. Araçlarıyla seyahat eden meraklı bazı insanlar, olayı görüntülemek
için durup, cep telefonları ile fotoğraf çekme yarışındalar. Ekipler Amiri
Polis, Adam'a,
"Bak güzel kardeşim, sorunun her neyse bir çaresi bulunur, vazgeç bu
işten"
Adam kendisine küçük adımlarla
yaklaşmaya çalışan polise,
"Gelme", "atlarım bak", "mahvoldum ben, her şeyimi
kaybettim" diyerek elindeki bıçağı sallıyor. Bıçağını her salladığında
bıçağın çeliği, havada parıldayıp kavisler çiziyor.
Polis amiri, bir adım geri çekiliyor. Sabırla ve yumuşak bir ses
tonuyla,
" Tamam diyor, elindeki bıçağı bırak konuşalım, kimse zarar görsün
istemiyoruz"
Adam önce “hayır olmaz” diyor. Bir süre sonra elindeki bıçağı köprüden
aşağı boşluğa bırakırken,
"Yaklaşırsa atlarım nasıl
olsa" diye geçiriyor içinden.
"Kimsen var mı senin? Haber verelim gelsinler."
"Artık yok"
“Artık yok da ne demek?”
Adam, polisin yüzüne sırıtarak bakıyor,
"Benden sonra acı çekip, sefil olmasınlar diye öldürdüm onları. Hem
ölürken hiç acı
Çekmediler" soğuk bir ses tonuyla ekliyor,
"acı çekmelerine dayanamam."
"Kimi? Ne zaman öldürdün?"
" Bu gece, karımı, çocuklarımı...”
Neden yaptın öyle bir şeyi?
Adam, tedirgin, hayli güvensiz ve yüksek bir ses tonuyla,
“Kimseye bırakamam, hayır, hayır
bırakamazdım can çiçeklerimi, hem solarlardı ki benden sonra."
“Anladım, tamam sakin ol”
Adam aşağıda, ayaklarının altında dalgalanan denize bakıyor biran, sonrada
anlamsız bir yüz ifadesi ile polise,
"Dinle bak, duyuyor musun? Beni
çağırıyorlar… Artık gitme vakti." diyerek korkuluğu tutan elini bırakıyor.
Polis Amiri, Adamı yakalamak için çevik bir hareketle korkuluklara
doğru bir hamle yapıyor...
Yorumlar
Yorum Gönder