BEYAZ OTOBÜS

      Kırşehir’e gitmekte olan yolcu otobüsü, uzun gece yolculuğundan sonra sabaha karşı bir dinlenme tesisinde durmuştu. Muavin kısa bir anonsla, kırk beş dakikalık ihtiyaç molası verildiğini bildirmişti. Kadın kendisini çok yorgun ve uykusuz hissediyordu. Oturduğu koltukta iyice gerindi sonra da omuzuna bir şal aldı, yan koltuktaki uyuyan eşine uyanması için seslendi. Adam uyanmıştı kısa bir toparlanmadan sonra bazı yolcularla birlikte orta kapından indiler. Dinlenme tesisinin ön kapısına doğru yürüyerek kapıdan içeriye girdiler. Restoran tabelasını takip ederek önce sağlı, sollu küçük dükkânların bulunduğu genişçe bir alanı geçtiler. Daha sonra hediyelik eşyanın ve yöresel yiyeceklerin satıldığı büyük bir marketin reyonlarının arasından geçip, yemek bölümüne açılan kapıya ulaştılar. Yemek bölümünde girişte sağ tarafta bulunan hazır kahvaltılıkların olduğu tarafa yöneldiler. Kahvaltılıklarını aldıktan sonra bir süre boş masa aradılar.  Hemen, hemen tüm masalar doluydu. Pencere kenarında nihayet boş bir masa bulabilmişlerdi. Kahvaltılarını yaptılar.  Kadın eşine,

-      - “Harun, gece hiç uyuyamadım,  koltuklar çok dar, her yanım tutulmuş,  otobüse gidiyorum biraz kestireyim “         
 Adam çayından bir yudum aldı, çay bardağını masaya bırakırken, kadına baktı,
-           - “Tamam, bende sigaramı içeyim, geliyorum”
-           - “Annemlere de bir şeyler alır mısın? Elimiz boş, boş gitmeyelim!”  
         Adam, “tamam oldu” der gibi başını salladı. Kadın masadan kalktı, şalını omuzuna atarak uykulu gözlerle, yemek yemekte olan diğer yolcuların masalarının arasından dolaşarak çıkış kapısına yöneldi. Restorandan çıkarak, hediyelik eşya satılan marketi ağır adımlarla geçti. Geniş alanı da geçerek dinlenme tesisinden çıktı. Sabah saat beş otuzu gösteriyordu, hava henüz aydınlanmamıştı. Dinlenme tesisinin önünde mola veren Seyahat firmalarına ait otobüsler sıraya dizilmiş, kalkış saatlerini bekliyorlardı.
Muavinlerden bazıları, molayı fırsat bilerek otobüsün dış yüzeyini hortumdan su sıkarak yıkıyor, bazıları ise otobüsün iç temizliğini yapıyordu. Kadın, yorgun hayli uykulu bir vaziyette otobüslere doğru yürüdü. Önde beşinci sırada, ön camındaki tabelada Kırşehir yazısını gördüğü “beyaz renkli, Mercedes marka”, bir otobüse açık olan orta kapısından bindi. İçerisi karanlıktı, kapıdan sonra koltukları el yordamı ile sayarak arka sıradan dördüncü koltuğa cam kenarına yerleşti. Başını pencere camına yasladı, katladığı şalını yastık vazifesi görsün diye başının altına sıkıştırdı. Kadın kısa sürede uykuya dalmıştı.  Adam, dinlenme tesisinde çayını bitirmiş sigarasını içiyordu ki tesiste yapılan bir anonsu duydu,
-       “Kırşehir’den gelip, İzmit’e gitmekte olan Hakiki Koç Turizm yolcuları, otobüsünüz kalkmak üzeredir, iyi yolculuklar dileriz”.    
Adam saatine baktı, “daha on dakikamız var” diye düşündü.  Pencereden dışarıyı seyrediyordu. Sıralı otobüslerin arasından “beyaz renkli, Mercedes marka” bir otobüs, pencerenin önünde manevra yaparak İzmit istikametine doğru hareket etmişti…

Yorumlar

Popüler Yayınlar